21 Eylül 2011 Çarşamba

menekşe macerası, jungle trip ya da ayı çevirme:)


fotograflar pazar günkü menekşe yaylası yolculuğundan kalma. yolculuktan diyorum zira yol boyu bin tane arıza çıkaran fotograf makinam zorlu koşullar sonunda yaylaya ulaştığımızda çalışmaz hale gelmişti.

aslında upuzun bir yazı yazma niyetindeydim ama toparlayamıyorum nerden başlasam. iyisi mi madde madde yazayım.

-cumartesi akşamı yola çıkış. akşam kadir'in yerinde külbastı bira molası. ardından değirmendere'de dondurma keyfi. sonra ana evine varış. biraz geyik ve uyku.

-pazar sabahı 8'de kalkış. 9'da evden çıkış. önce yuvacık barajı, sonra orman manzaralı yollardan gidiş. gidiş gidiş bitmeyiş.

-defalarca kayboluş, kaybolmaklardan zevk alma hali. iki cümleden birinde "meşhur dağ ayısı".

-kaç metre olduğu tahmin edilemeyen ağaçlar

-ufak ufak şelaleler

-yoldaki hain kayalar (ya da bizim altı alçak arabamız:))

-yol boyu bitmeyen nevalemiz:)

-5 saat sonunda varılan menekşe (menemşe) yaylası ve bulunan kampa gidelim mi baba ekibi:)

-yaylada geçirilen 3 saat. kestirmeden dönüş yolu. bahçecik soğuksuda yemek.

-istanbul'a dönüş. dönüş yolunda patlak lastiği farketme, şişirme.

-sonuç itibariyle 5 gün gibi geçen 1,5 gün.

pek keyifliydi. uğur, üstün sabrı ile kolaj girmeyi haketti. bi kez daha teşekkür. fotograftaki elmalar ve kızılcıklar yayladan:)


19 Eylül 2011 Pazartesi

bahar

evet sevgili blog,

bir "dışarda bahar, içimde bahar" temalı yazıyla daha karşındayım. en sevdiğim mevsim ya bu benim. öğleden sonra yaz devam etse de akşam ve sabah erken saatlerde baharın geldiğini hissediyoruz. pikelere sıkı sıkı sarınmaya başladık. sivrisinekler gittiler. akşamları çay bahçesinde otururken üşüyüp, "hadi eve gidelim artık" diyebiliyoruz.

velhasıl, sevdim bu mevsimi ben. bu sene daha bir sevdim...



*bu da konudan bağımsız bir şiir mi? yoo, basbayağı bağımlı!
...
İşe bak sen gözlerin de burda 
Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık 
İyi ki burda yoksa ben ne yapardım 
Bak çocuğum kolların işte çıplak işte 
Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün 
Gözlerin sabahın sekizinde bana açık 
Ne günah işlediysek yarı yarıya 

...

10 Eylül 2011 Cumartesi

cumartesi

sabah sohbetli keyifli bir kahvaltı, sonrasında uzun uzun gazete okuma. temizlik arasında biraz kahve ve kavala kurabiyesi. bir de günün neşesi bu video.

keyifliyim a dostlar!



5 Eylül 2011 Pazartesi

gün sonunun şarkısı



sevgili blog,

zaman zaman seni adeta bir teyp gibi kullandığımın farkındayım. Ancak "bir kişi bile şuradan şu şarkıyı dinlese de keyiflense fena mı olur?" diyor hiç vicdan azabı çekmeden buraları terk ediyorum.

öptüm sayınız!

ha, bir de bu sözleri ekleyeyim tam olsun:

söylemek gerek
dinlemek gerek
hem dinlemek hem söylemek
konuşmak gerek

dokunmak gerek
öpüşmek gerek
hem öpüşmek hem dokunmak
sevişmek gerek

gelmek gerek
gitmek gerek
hem gitmek hem gelmek
görüşmek gerek

atlamak gerek
sıçramak gerek
hem sıçaramak hem atlamak
oynamak gerek

doğmak gerek doğmak gerek
ölmek gerek ölmek gerek
hem ölmek hem doğmak
yaşamak gerek


4 Eylül 2011 Pazar

günün şarkısı vol:5


9 gün tatil elbette enerji vermiştir. bu pazartesi sendrom filan olmasın.

sonbaharın ilk günleri hepimize huzur getirsin.

bu da bu günün şarkısı olsun.

öptüm sayın!

e tatil tabii:)


sevgili blog,

seni çokça boşladım bu aralar. geçerli bir mazeret olarak "tatil" desem de yeterli olur sanki.

sessiz, sakin, huzurluca bir tatili daha geride bıraktık. yapımda ve yayında emeği geçenlere teşekkürü borç biliriz.

sırada tatilde ne dinledim ve tatilde ne okudum konulu postlar var.

çok geç kalmadan yazarım...

öptüm say!