12 Aralık 2009 Cumartesi

savaşta barışta kapitalizm öldürür..



o kadar çok şey yaşanıyor ki son bir kaç gündür. hepsi boğazda bir düğüm olarak kalıyor. önceki gün, yani 2010'a girmemize günler kala, Emile Zola'nın Germinal'i yazmasının üzerinden 124 yıl geçmişken hala yerin derinliklerinde "can"lar ölüyor. Yazıyoruz, çiziyoruz ama bir süre sonra hemen unutuyoruz. Unutmayalım...

"şimdi gökyüzünde nisan güneşi bütün göz kamaştırıcılığıyla parlıyor, yaşam taşan toprağı ısıtıyordu. topraktan yaşam fışkırıyor, her yerde tomurcuklar ısı özlemi, ışık özlemi içinde çatlıyordu uçsuz bucaksız ovada. doğanın bağrında, taşkın bir özsu çağlıyordu derinden derine. çatlayan tohumların çıtırtısı sürekli bir öpücük sesi gibi yayılıyordu dünyaya. arkadaşlarının kazma sesleri gittikçe daha yakından geliyordu etienne'in kulağına. alev saçan güneşin altında, bu gençlikle dolup taşan bir kara insanlar ordusu bitiyordu yerin altında. oluşan bir tohum gibi. bir gün filizlenince toprağı çatlatacak bu tohum; bir gün... gelecek yüzyılda." (Emile Zola)

yerin derinliklerinden geldiler
ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle
ne kadar diplere bastırılsa
o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin
ağır ağır geldiler...
sonra hergün geldiler artarak geldiler
kadınları çocukları ve alkışlarıyla
yoğurt mayalar gibi geldiler
pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi
su gibi ateş gibi
her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına
yeni yollarla tanıştı ayakları
her gün yeni kabuklar çatladı
yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini
bir kent oldular sonunda
ve adını değiştirdiler ülkenin

Maden Mühendisleri Odası'nın konu ile ilgili yaptığı açıklama için buraya

Dev.Maden-Sen'in açıklaması için buraya

1 yorum:

heidi dedi ki...

Çocuk sayılacak bir yaşta okumuştum Germinal'i. Midemde bir ağrı boğazımda bir yumru olarak kalmıştı. Şimdi büyüyoruz ve o gerçeklerin malesefki kitaplarda kalmadığını öğretiyor hayat bize.Tuzla ölümleri unutulmadan ne unutulması zaten devam ederken üzerine her gün gelen yeni acılar yeni ölümler.Birilerinin cebi dolsun derken harcanan hayatlar,emekler. 'Çok acı var dünyada' çok.