29 Mart 2010 Pazartesi

affet! nefret ettim senden



son, ki, üç, dört:)

pek severim bu şarkıyı... pazartesinin şarkısı bu olsun dedim.

hafta sonu aile saadeti modunda geçti. izmit'teydim. sekapark ne güzel olmuş öyle ya. çok keyifli.

lise öğretmenlerimi gördüm. üç çıtır oturmuşlar deniz kenarında sohbetleşiyorlardı:) onlar hiç değişmemiş ama ben baya bi değişmişim onu farkettim :)

cuma akşamı zeyno'yla ilk kez yalnız misafirliğe gittik. yatıya kalma işlemini başaramasak da çok kokunç değildi.

dün gece bir saat uyumama rağmen enerjiğim. çalışmak en güzel bir şey diye motive ediyorum kendimi.

dikiş makinesini alamadık haftasonu ama çarş günü alacağım.

gudubet halim geçti, normale döndüm. dün gece kafamdaki sorular da biraz olsun azaldı, rahatladım.

sol kolumda fena bi ağrı var. ığıl ığıl kemiğim ağrıyo. geçsin istiyorum

havadisler bu kadar sanırım.

26 Mart 2010 Cuma

cuma

bahar geldi ya, çabuk geçio zaman çok. hemen geldi bile haftasonu. yine listede üzeri çizilmemiş bir sürü iş ile...

son iki gündür sertab gibi'yi dinliyorum. en sevdiğim albümlerden biri. sertab'ın da gelmiş geçmiş en güzel albümü bence...

23 Mart 2010 Salı

iklimler



bir şekilde hızlı geçiyor bu ara zaman. hiçbir şey yapmayıp sadece güneşin tadını çıkarmak isterken sürekli bir şeyleri yetiştirmeye çalışıyorum.
hayat yorucu bir hal alıyor büyüdükçe.

- geçen hafta hamarat atölye'nin kurslarından birine gittim. zor bir kursiyerdim sanırım. 3 saat sürmesi planlanan kurs 4,5 saat sürdü. Çanta yaptım. İlk defa dikiş makinasının başına geçtim. İnanılmaz keyifli bir şey. Eve döner dönmez dikiş makinası araştırmalarına başladım. En kısa zamanda alacağım.

- haftasonu cumartesi günü tamamen kendime aitti ve uzun zamandan sonra ilk kez hiç ama hiç iş yoktu.

- pazar günü kulindağ'a gittik. cennet gibi bir yer. bünye güneşe alışık değil tabi çarptı. yaklaşık 15 saat kadar uyudum.

- pazartesi haftasonu çalışmamış olmanın acısı çıktı ve hala da çıkmaya devam ediyor. yoğun bir hafta bekliyor beni.

- bu arada iklimler'i bitirdim haftasonu. Burda da yazısı...

bitsin hafta, haftasonu gelsin... hava güzel olsun...

16 Mart 2010 Salı

unutma bahçesi



Dün sezyum'un yazısını okuduğumdan beri ığıl ığıl bir takım düşünceler kafamda, bir şeyleri kaçırma hissiyatı içimde, derin bi özlem duygusu kalbimde filan...

Günlerdir işe konsantre olamamanın getirdiği birikmiş işlerle uğraştım dün tüm gün. Hamarat Diva yazımı unuttum gitti. Akşam geç saatlerde ancak fırsat bulup yazabildim. Yazının tamamı için buyrunuz buraya bir tık...Unutma mevzusuna kafayı taktım bu aralar. Kitap da ruh halime epey yakıştı:)

Eskiyi unutmadan yeni anılar inşa edemezsin diyo bir yerinde. Kitap boyunca bu cümle ile ilgili fikirlerim sürekli değişti. hala nihai bi karara varabilmiş değilim maalesef...

Kafamın çokça karışık olmasıyla birlikte bir o kadar da enerjim var. İşleri toparlamaya verdim kendimi. Bu akşam dikiş makinesini açacağım ilk defa. Bakalım yarın yeteneksizliğimin boyutlarını anlatırım size.

Şimdilik gidiyorum.

Öbdüm bye

bu da bugünün şarkısı olsun. başka dilde aşk'ı izlediğimden beri dilimde bu şarkı...


MOR VE OTESI - AYIP OLMAZ MI
Yükleyen ZICARLOS. - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası.

15 Mart 2010 Pazartesi

hayat ve anlamı...

çok sevmek birini, çok mutlu olmak yanında... bi daha kimseyi öyle sevemeyeceğini ve asla o kadar mutlu olmayacağını bilmek... "var"ken kıymetini bilmek... olmuyo pek. gidince, bitince anlaşılıo kıymet.

sabah'ın 6'sında okudum Kaan Sezyum'un yazısını. ondan beri bir burukluk hali, boğazda inmeyen bir yumru.

çok sevebilmek çok güzel bişi, kıymet bilmek de güzel bişi


"Varken olanı hissetmiyorsunuz, yokken de olmayanı hissediyorsunuz, garip."
yazının tamamı için buraya tık.

12 Mart 2010 Cuma

erken yatarım, erken kalkarııımm...

sabahın 6sında uyanmanın dayanılmaz enerjisi var üzerinde. evimi toparladım, banyo yaptım, dün göndermem gereken ama depresyon sebebiyle geçici olarak kendimi kapatmam nedeniyle göndermediğim mailleri yazdım. keyifli müzikler eşliğinde kahvaltımı yaptım. şimdi çantamı hazırlayacağım ve yola çıkacağım... önce kadıköye gidip tren saatine kadar -ki 10.40'ta kalkıyor tren- biraz kumaşçı gezeceğim...

evet, maske başarıyla takılmıştır. mutlu moduma geri döndüm, yerseniz?!

ağlama duvarı


geçen yazımda burayı ağlama duvarı olarak kullanmaktan şikayet etmiştim. Çok erken bir şikayet olmuş, asıl tam da ağlama duvarı olarak kullanmam gereken şu zamanda kullanamayacağım. ne fena.

evet yolunda gitmiyor hiçbir şey, evet mutsuz oluyorum zaman zaman, evet iki gündür sürekli ağlıyorum. ama yine de şikayet etmeyeceğim. biraz da böyle olsun.

geçer herhalde...

haftasonu küçük tatilcik var. sapanca'ya kaçıyoruz yine. fotograf, filmler vb. geçer orada ağlama krizlerim herhalde:) döndüğümde daha iyi olurum...

şimdi işin gücün yanı sıra bir bira açayım. öyle devam edeyim çalışmalara...

ps: bundan sonra ya daha sık buralarda olur yazarım ya da iyice kaybolurum ortalıklardan.

9 Mart 2010 Salı

bahar


- İşler çok yoğun bu aralar, koşturmaca halleri çok o yüzden seni çok boşladım sevgili blog.

- burası ağlama duvarına dönmüş, güzel şeyler paylaşmamışım uzun zamandır. Aslında ne çok şey var yazacak. Belki de bir sıraya koymalıyım yazılacakları.

- dikkat eriyorum isimli bir kitap okudum geçen hafta. küresel ısınmayla ilgili. bir çırpıda bitiyor. akılda çok fazla şey kalıyor. hamarat divaya da yazdım. yazı için tık.

- sabahları erken kalkmaya başladım. 6.30 ya da en geç 7.00 da kalkıyorum. güne erken başlamak ve sabahın köründe de olsa kendin için bir şeyler yapmak güzelmiş, hatırladım. Bir de yürüyüşe başlasam tam olacak, hissediyorum.

- Geçen yıl bu zamanlardı herhalde dışarda bahar, içimde bahar diye... Aslında o zamanlar içimde pek baharlık bir durum yoktu. Sonradan öğrendiğim maskelerim varmış. O yüzden öyle bir bahar havasına bürünmüşüm. Hemen hemen bir sene sonra farkediyorum o zaman yaşadığımın sahte bir bahar olduğunu. Şimdilerde gerçeğini hissedince aslında unutmaya ne kadar yaklaştığımı görüyorum...

Daha bahar gelmedi, havalar soğuk, karanlık karanlık günlere uyanıyoruz, sürekli yağmur yağıyor. Ama benim içimde bahar...

Besinlerin Oksitlenmiş Kalıntısı

2 Mart 2010 Salı

güneş

sabahları uyanınca yanımızdaki binanın aynalı camlarından bakıyorum hava durumuna. güneş var bugün de. dün de sabah güneş vardı sonra bitmek tükenmek bilmedi yağmur. bugün kapamasa bari öğleden sonra...

adalara gidesim var, modalara gidesim var. bahar gerçekten gelsin istiyorum. en azından güneşli sabahlara uyanmak istiyorum.

1 Mart 2010 Pazartesi

gecenin şarkısı



o kadar mutluyum ki şimdi kusabilirim
şu an baska hicbiyerde olmak istemezdim
burda hersey harika
aradıgım ne varsa hepsi bu dünyada
inanasim gelmiyor
gercek olduguna

bu kadar guzel olacagini tahmin edemezdim
kendimle barısacagımı hic beklemezdim
herseyin bir
la la la la
anlamı var
la la la la
sonsuza kadar icinde yasayacagımız bir dunyamız var
bir dunyamız var
la la la la la la la la la

o kadar mutluyum ki aglayasım geliyor
tum bu sacmalıklar insanı büyülüyor
sizinle hersey cok guzel
burda hayat sahiden de mukemmel
o kadar sahane bir his ki nerdeyse kırıyor insanın kalbini

bu kadar guzel olacagini tahmin edemezdim
kendimle barısacagımı hic beklemezdim
herseyin bir
la la la la
anlamı var
la la la la
sonsuza kadar icinde yasayacagımız bir dunyamız var
bir dunyamız var
la la la la la la la la la la la la la

bizim dünyamız
hep aynı
ah bu dünyamız
hep aynı

daha da yazacak bir şeyim yok. anlayan gelsin!