12 Eylül 2009 Cumartesi

kalanlar


Tezer Özlü'nün bu fotografı her gördüğümde beni çok etkiler. 43 yaşında ölümü seçmiş olması belki de içimi acıtan, bilemedim. "Kalanlar" dönem dönem tekrar okuduğum kitaplardan... Dün gece rüyamda eskiden çok sevdiğim biri bu kitaptan bi bölüm okuyodu bana. Sabah kalkar kalkmaz kitabı elime aldım. Öyle bir bölüm yok tabi:) Neyse elime almışken yazayım istedim Tezer Özlü 'den kalanları...

-İçiçe geçe yaşamlar vardır.
El örgüleri gibi.
Bu örülen giysi sizin sırtınızda da olabilir,
karşınızdaki bir insanın sırtında da.
Renk renk motifler. Ya da düz.

- Ceset kokmuş ettir. Güzel, peki peynir ne? Sütün cesedi.

- Baskıya başkaldıran her zaman haklıdır.

- Annem ve babam gibi, tüm kentler, ülkeler, günler, geceler, her gökyüzü de uabancı kaldı bana. İnsanlara daha fazla yaklaştıkça bu saydıklarımdan daha fazla uzaklaşıyorum. Gökyüzünden, onun ışıklarından, gün batımlarından, karanlıklardan ve bulutlardan, kendi çıktığım karanlığa ulaşıncaya kadar ondan uzaklaşacağım.

- Dayan bunai diye düşündüm. Senin düşüncelerini değiştirip kendilerinkine nasıl olsa uyduramayacaklar. Seni görmek istedikleri gibi olmayacaksın hiçbir zaman. Tanımadığı sürece her acı dayanılabilir.

- Babam ölemiyor, çünkü yaşamaya başlamadı.

- Bir şeyin değişmesinden ve hiçbir şeyin değişmemesinden korkuyorum.

- Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum, kendimle bile ( ve yaşlanmamayı tercih etti)

- Çocukluğumuz üzerine kabus gibi çökmüş eski kuşaklar, bilinçli yıllarımızı da elimizden almayı başaramayacak. Biz mutlu isek, mutlu olmayı istediğimiz ve bunun için çaba harcadığımız için mutluyuz.

- Özlem duygusu bende giderek ölüyor. Ancak çok sık gördüğümü ya da ölenleri özlüyorum.

- Güç ve korku her zaman yanyanadır.

- Yaşanan an da anı olacak.

- İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi sevilmeyi istediği biçidedir.

Hiç yorum yok: