19 Ekim 2009 Pazartesi

aşk



sıkı bi elif şafak takipçisi olduğumu söyleyemem. hatta dili yorar bazen beni. "baba ve piç" ve "siyah süt" dışında bitirebildiğim kitabı da yoktu bugüne kadar. "aşk" biteli bir hafta oluyor. severek, keyifle okudum. sıkılmadım hiç. kafam yerinde olsa bir çırpıda bitirilebilir. bu denli ilgimi çekmesinin bir nedeni de mevlana okumaya başlama sürecinde elime geçmesi kitabın belki de. iyi geldi bu kitap bana. bakalım neler kaldı?

"Peki ne zaman bıraktın beni sevmeyi?" (ben bunu okuduğum gün bıraktım:)

Zira her ne kadar bazıları aksini iddia etse de, aşk dediğin bugün var yarın yok cici bir histen ibaret değildir.

Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, ko gitsin!"
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

"Tevekküléden bahsetmişsin. Bu kelimeyi hayatımda hiç kullanmadım! İtiraf etmeliyim sözünü ettiğin türden bir teslimiyeti hiç yaşamadım. Bende sufi kumaşı yok zaten. Ama bir şeyin farkındayım: Jeanette'le aramız ancak ben diretmeyi ve müdahale etmeyi bırakınca düzeldi. Yoksa benim zorlamamla değil. Tevekkül buysa eğer, işe yarıyormuş.

Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

Hakk'ın karşınaçıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden,
Nedine edebe aykırı gitmemizden
Bir an geçmek istiyoruz kendimizden
İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden

Akılcı kararlar alıp, planlar yaparak hayatımızın akışını denetleyebileceğimizi zannediyoruz. Oysa balık yüzdüğü okyanusu denetleyebilir mi? Bu sadece sahte beklentiler ve hüsranlar yaratır.

4 yorum:

invinoveritas dedi ki...

meloşdan alınıp okunacak kitaplar no:2

ellerine sağlık kuzumun :)

Unknown dedi ki...

önce diğerini gel, al bakalım:)

Aslısın dedi ki...

Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

işte budur :))

Unknown dedi ki...

aslı, kesinlikle kurallardan en sevdiğim ve en uygulanası bulduğum kural bu:D