6 Ekim 2009 Salı

ordan burdan



karmakarışık yazacağım. ne zamandır aklımda olup da yazmadıklarımı.

-jülide özçelik ne başarılı bi hatundur öyle. mekanın son derce kötü bir ses sistemi olmasına rağmen sanki albümden çalıyorlarmış gibi pürüzsüz ve berrak söyledi tüm şarkılarını (pürüzsüz ve berrak dedim yahu. ihihihi)

- çok alkol bazen iyi olabildiği gibi bazen tehlikeli olabiliyor. arka arkaya iki hafta sonu çok içince bu kararı vermek zor olmadı)

- tam sekiz yıl sonra görülen lise arkadaşlarınla ilk karşılaşma anının alkol limitlerini açmış, maymunluğun doruklarına varıldığı bir dans gecesinde olması garip oldu tabi:) garipten ziyade komik oldu.

- bu arada konser, lise arkadaşlarıyla karşılaşma, fazla içip sapıtmaca olayları aynı mekanda oldu. Haymatloss. Beyoğlu'nda güzel bir mekan. Direnistanbul'un aktiviteleri de bu mekanda yapılıyor. Havadar güzel bi yer:) Gidildi, görüldü, onaylandı.

- saçlarımı kestirdim, çok kısa oldu, bi garip, alışamıyorum.

- evimde oturmayı özlediğimi farkettim biraz. adalar, modalar, yemeler, içmeler, gezmeler ve tozmalar. yoruldum bi miktar. bu hafta hiç evden çıkmayacağım söz.

- fotografları düzenlemek lazım. yapıtırılacak fotografları ayırmalı, lomo'ları tab ettirmeli.

- içimden öyle çok şey yazıyorum ki, kafamda sürekli kelimeler... ama ortada hiçbir şey yok.

- bazen özlem garip bi hal alıyo. saçımı ilk kestirdiğim gün aynanın karşısındaki o halim özlem değil de ne?

- dünyanın "sözde" efendileri küresel krize çözüm bulmak için istanbul'a çöreklendiler. Aktivistler günlerdir sokaklarda. Ses çıkaran ilk eylem Birgün gazetesi editörünün İMF Başkanı'na ayakkabı fırlatması oldu. Eylemin kendisine değil atılan ayakkabının markasına odaklananlara sadece gülüyorum yandan yandan.

-bugün eylemler en üst noktadaydı. her yerde direniş, her yerde isyan. sokaklar bizim diye bağırdı aktivistler.

daha var bissürü bişi aslında ama. sonra yazayım onları da...

Hiç yorum yok: