28 Nisan 2009 Salı

yeni


Her gün bir yerden dönmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne ala
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım

Mevlana
Posted by Picasa

20 Nisan 2009 Pazartesi

papatyalar kurudu

önce bunu dinleyelim

- toplam üç saat uyku, kabuslar kabuslar (ağla ağla içim çıktı yahu)
- yine de anlamsız bir enerji hali, sabah yapılan 70dk'lık yürüyüş
- yol boyu düşünme, en eğlenceli şarkılarda bile ağlanacak bir nokta bulma
- eve gelme, neden, neden, neden?
- kahvaltı etmek lazım, en önemli öğün. içinden hiç birşey yapmak gelmemesi,
- mümkünse sürekli uyuma isteği
- bilgisayarın başına oturma ve akabininde yapacak çok iş olduğunu farketme
- biraz yazıp içimdekileri atayım diyip blogu açma, arada elmalı, limonlu ıhlamur demleme
- yazıya uygun bir resim arama, bulamama
- tam yazıyı bitirirken dün gelen yeni kitapları görme, bununla kendini motive etmeye çalışma
- gün içerisinde bu ruh halinin geçmesini dileme
- burdan koşarak uzaklaşma

19 Nisan 2009 Pazar

hafiflemek lazım

Dün yaşanan kiliseye çıkma -çıkarken pestil olma- macerasından sonra bu zayıflama işine sıkı sıkı sarılmak gerektiğini bir kere daha hissettim. Taşıyamıyorum artık kendimi. Zaten yaklaşık 3 aydır çabalarım sürüyor hatta ufak ufak veriyorum da ama ben hissetmiyorum tartının hissettiklerini. Yürüyüş işini aksatmama kararı aldım dün akşam. Sabah 6.30 da vurdum kendimi yollara. Azıcık baskı altında hissedeyim kendimi diye buraya not düşüyorum bu kararı. Kendimi şikayet de ederim belki zaman zaman. Mümkünse şikayet etmeyeyim de oh oh gidiyo kilolar diye kayıtlar gireyim buraya.

veee pazar

başlarken: bu şarkı kimseye bişi ifade etmese bize eder:)

önce bir fotoğraf 2001'den tahminen Mart ayı. Değirmendere'de dağlardayız. Karşımızda muhteşem bir deniz manzarası. Az önce ton balıklı sandviç yemişiz. Fotoğraf anında elimizdeki kaşıklarda sarelle var. artık büyüdük en çok nutella seviyoruz.


bu resim de bugünden. aradan 8 yıl geçti. biz yine dağ tepe çıktık, yine karşımızda müthiş bir manzara. bu fotoğraftan az önce tonbalıklı sandviçlerimizi yemiştik. benim kafamın altındaki çanta aynı çanta (pes doğrusu 8 senedir aynı çantayı kullanıyorum, bana tüketim çılgını diyenler utansın!) Şimdi gelelim farklılıklara: eskiden bu dağa tepeye çıkarken kimseye kan kusturmazdım. büyüyen göt, göbek (ve hatta resimdede gözüken gıdık) takımı yüzünden çıkarken ciddi anlamda zorlandım. nefes nefese kaldım. 3 adımda bir "napacağız kiliseyi hadi dönelim" dedim, Benan beni motive etti, hedefe ulaştık. Farklılık 2: sarelle ya da nutella yok. onun yerine adada dondurma keyfi var. Farklılık 3: hava sıcak, kazaklar yok, allahtan yok bir de kazak olsa cenazem çıkardı ada'dan:)

Anlaşılacağı üzere sabahın köründe kalkıp Büyükada'ya gittik. Kiliseye çıkalım dedik. İtiraf ediyorum böyle bir yol olduğunu bilsem kıçımı kaldırıp imkanı yok çıkmazdım. Ama iyi ki gitmişiz pek bir eğlendik. Pek bir keyiflendik. Hep yapalım dedik, hayaller kurduk.

Benan papatyadan taç yapma girişiminde bulundu. Yetersiz papatya sebebiyle güdük bir taç oldu ama pek güzel oldu.


bu benanın papatya taçlı hali.

bu da gecen 8 yılda bir hayli kilo aldığı gözlenen melosa hatununun papatya taçlı resmi.


bu resmi de koymadan edemeyeceğim.


dönüş yolunda pek konuşmadık benim sızlanmalarım ve evlere bakıp kurduğumuz ufak hayaller dışında. aslında adanın içinde yapmayı planladığımız birsürü şey varken yorgunluk çıktı piyasaya. benim ayakkabılarım ayağımı adeta parçaladığı için vızıldamaya başladım. uslu uslu yedik yemeğimizi, aldık dondurmamızı ve bindik vapura. yorgunluk ve keyfin resimleri aşağıda.

hep yapalım bunu:)

cumartesi


Fotograf çok başarılı olmasa da çok keyifli bir haftasonu geçirdim ben. Cuma akşamından başladı herşey. Sevdiğim insanlar, güzel bir sohbet, kafa dağılması. Özetle insanın mutlulukta hüzünde yanında olan dostlarının olması çok güzel birşey.

Bu fotograf cumartesi sabahından, krepleri de çekmek isterdi gönül ama fotoğraf makinasının şarjı bitti. Dolayısıyla bu kıytırık fotoğrafa kaldık. Domateslerde artık domates tadı var, salatalıklarda da. Kreplerde krep tadı hep var zaten:)

Muhteşem bir kahvaltı ardından Çamlıca'daki İş Bankası Sosyal Tesislerine gidiş. Hem pek ucuz hem pek keyifli, yemyeşil bir alanda haftasonu geçirmek için birebir. Sık sık gelelim hep gelelim dedik. Zeyno'yla Ada kuşun bezleri dışında çırılçıplak çimlerde koşturup yuvarlandıkları sahneleri kaçırmak acı oldu biraz.

Arabaya doluşup Caddebostana gittik...
Yol biraz uzun sürdü haliyle. Hem hava güzel hem cumartesi e gidilen yer de deniz kenarı olunca trafik kilit oluyor. Uzun bir yolculuk sonunda caddeye vardık zar zor park bir yeri bulduk. Migrosa girdik, dün akşam ki alkol hala kanımızdan gitmemişken soğuk biralar, içimizi serinletecek salatalıklar, çağlalar ve ton balıklı sandviçleri aldık. Sahile indik örtülerimizi yaydık ve yayıldık çimenlere:) Kudurduk zeynoyla bol bol. Yeni insanlarla tanıştık sohbetler ettik, içtik ve yedik, yedik, yedik. eve gidip yeme eylemine devam ettik. karşılıklı kanepelere yayılıp battaniylere sarılıp elimizde çaylarımızla televizyon keyfi yaptık.

Gecenin sonunda ben anlamsız üşüme nöbetleriyle uyudum, ısıtmaya çalışanlar sağolsun, varolsun:)

sonuç itibariyle dostluk güzel birşey, kalıcı dostluklar daha da güzel birşey. bu motivasyon bana en az bi on gün yeter sanırım.

bugünün macerası az sonra, yine burada...

15 Nisan 2009 Çarşamba

sadece kardeş

paylaşmadan duramadım. bir yere kaydetmeliydim bu ilanı. belki benim dışımda bir kaç kişi daha görmeliydi. yalnız olmadığını hissetmeliydi.

sözün bittiği yer

14 Nisan 2009 Salı

başlamadan ara verilen dikiş macerası

yahu nasıl bir yeteneksizim ben böyle. iki akşamdır bir ipliği geçiremedim makinaya. kafayı yiyeceğim. avuç içi kadar kullanma kılavuzu yapmışlar hangi harf nereyi gösteriyo belli değil. allem ettim kallem ettim yine de beceremedim. internette gezindim şekilli filan gösteriyodur diye o da yok. sanırım pes ettim. caddenin sonunda bi terzi var. yarın makinayı kapıp gitsem belki gösterirler diye bi umudum var. her an hevesim kaçabilir, mümkünse ara açılmasın. offff

5 Nisan 2009 Pazar

huzur

böyle bir manzara karşısındaydım dün. iki gündür içimde bi sıkıntı, bir yerinde duramama hali, bir keyifsizlik derken aile saadeti yapayım diyerek izmite gittim. sonra aile saadeti de kesmedi hep beraber değirmendereye gittik. sanırım böyle birşeye ihtiyacım varmış. önce depremden sonra sadece bir kez gittiğim kimi sokakları gezdik uzun uzun, güzel anılardan bahsederek. sonra meşhur cumartesi pazarına gittik. bez torba faaliyetimizi kimse yadırgamadı. plastiksiz bir pazar alışverişi yaptık. çok nadir görüştüğümüz ancak yıllar da geçse sanki dün ayrılmışız gibi samimi olduğumuz dostlarımızı gördük, denize nazır çaylar kahveler içildi. hava günlük güneşlikti. güneş hepimizin içini ısıttı. pek güzel, pek keyifliydi anlayacağınız. hiç dönesim gelmedi. baharı da bahane edip sık sık gitmeli...

alıp başımı gidesim var..
artık söyleyecek sözümse yok.

2 Nisan 2009 Perşembe

yaz kurtul ~yap kurtul


resimden de ve hatta başlıktan da anlaşılacağı gibi liste insanıyım:) herşey için liste yapan ama asla o listedeki işleri umut edilen tarihte bitiremeyen bir liste insanı. bu akşam da yoğunluktan herşeyi unutmaya başladığımı farkedip, işleri yoluna koymak adına bir takım listeler yaptım. içlerinde en çok sevdiğim konu başlığı "bahar" olan liste. yapıp kurtulmak istemediğim aksine mütemadiyen yapmak istediğim şeyler var içinde. diğer ikisi iş güç listeleri. bir de bu fotoğrafa yansımayan ev işleri listem var buzdolabının üstünde (evet almaya üşendim:))

bahar listesinden görülmeyenler:

* bol bol ağaç altı sohbeti
* keyifli ada gezileri
* kipi'yle bol bol vakit:)
* uzun uzun yürüyüşler
* bol sebze, bol meyve hatta bir de bol su:)
* balkan müzikleri, ege müzikleri
* okunacak bir sürü çocuk kitabı
* ihmal edilen arkadaşlar
* mektup dönemine geri dönüş
* fileli alışverişler:)

1 Nisan 2009 Çarşamba

dışarda bahar, bende bahar


nasıl güzel hava, nasıl sıcak. erkenden kalkılan bir sabah, omletli, peynirli keyifli bir kahvaltı,
açan çiçekler, hiç susmayan kuşlar. böyle işte:) dışarda bahar var diye bende de bahar var bu sabah...
baharlık bir to do list lazım bana.

listenin ilk maddesi:

- bu ağacın altına yine gidilmeli